Çok mu tembeliz?
- Ergün KILINÇ
- 16 Eki 2021
- 1 dakikada okunur
Gittiğimiz her ortamda aldığımız hizmetten şikayet ettiğimiz mutkala birileri oluyor. Cafede çalışan garsonlardan tutun marketteki kasiyere kadar telefon tamircisinden pazardaki satıya kadar bir çok örneği vardır. Hatta çalıştığımız iş yerlerinde de kendi departmanımızdan olsun başka departmanlardan olsun bir çok insanın iş yapış şeklinden, tavrından hatta iş yapmayışından rahatsız oluyoruz.
Tabi ki bulunduğumuz ortam şartlarında kimsenin her gün güler yüzlü olup bizi çiçeklerle karşılamasını bekleyemeyiz ancak bu kötü tavırlar ve çalışma isteksizliğini daha sık görmek de pek normal bir durum değil.
Mevcut şartlarda kimsenin sevdiği işi yapmadığı aşikar. Özellikle hizmet sektörü çalışanlarının çoğu zorunda oldukları için bu işi yapmak durumundalar. Ülkemizdeki işsizlik oranları bunun en önemli göstergesidir.
Bir diğer durum iş verenlerin verimlilik, karlılık adına çalışanlarını bir köle gibi kullanmak istemesi, üzerlerinden sürekli bir baskı kurmasından kaynaklanıyor. Zaten bu işi sevdiği için değil mevcbur kaldığı için yapanlar bu baskılar karşısında psikolojisini de ayakta tutamaz hala geliyor.
Gerçekten hayatında çalışmak istemeyen insanları da bu durumda es geçemeyiz. Tembel olan kısımda burası zaten. Hayallerindeki hayat çalışmadan para kazanarak hiç bir iş yapmamak. Ülkemizde bunun oranı gerçekten az değil. Ancak çalışmak zorunda kaldıklarında aylık maaşlarını en az nasıl çalışarak alabileceklerini düşünüp, çalışma ortamlarında bunu uygulayan insanlar.
Hiç bir sektörde çalışan insanların emeklerini layıkıyla karşılayıp ülkenin refah seviyesini önemli düzeylere çekmedikçe kimse hizmet aldığı sektörlerden güler yüz vs beklemesin. Her zaman çok çalışmanın anlatıldığı toplumumuzda kimse çalışanın emeğinin gerçekten verilmesi gerektiğini anlatmamış. Bu yüzden tembel bir toplum bunun karşısında aç gözlü güç sahipleri ve bunların arasında ezilen milyonlarca yurttaşa sahibiz.



Yorumlar